

Ore Lecciana
Bir ilkin hikayesi
ORE – Topraktan çıkan cevher, hayata dönüşen damla.
2021 yılı… Dünya sağlığı, doğallığı ve sürdürülebilir yaşamı yeniden düşünürken, Filiz ve Uğur Müldür çifti de bu farkındalığı içselleştirerek kendi yolculuklarına başladı. Pandeminin dünyaya hatırlattığı gerçeklerden biri şuydu: Temiz gıdaya erişim, geleceğin en stratejik değeri olacaktı.
Bu anlayışla, Çanakkale’nin Ezine ilçesine bağlı Üsküfçü Köyü’nün Değirmendere mevkiinde 50 dönümlük bir arazide Müldür Zeytinliği kuruldu.
Amaç yalnızca zeytin üretmek değil; doğanın potansiyelini bilimsel bilgi ve tarımsal teknolojiyle buluşturarak, daha rafine ve anlamlı bir ürün ortaya koymaktı.
Zeytinciliğin kalbi sayılan bu bölgede, gelenekselin dışına çıkan bir adım atıldı. Türkiye’de endüstriyel ölçekte ilk kez dikilen, İtalya menşeli Lecciana zeytin çeşidi ile yalnızca bir tarım değil; bir vizyon hayata geçti.
Lecciana:
- Yüksek verim kapasitesi,
- İklim ve hastalıklara dayanıklılığı,
- Ve en önemlisi, yüksek polifenol oranıyla dikkat çeken özel bir türdü.
Lecciana’dan elde edilen zeytinyağı, yurt dışında nutrasötik gıda sertifikası alarak yalnızca bir tat değil, aynı zamanda sağlığı destekleyen bir yaşam bileşeni olarak tanındı.
Yapılan her araştırma tek bir gerçeğe işaret ediyordu: Lecciana, yağdan fazlasıydı. O bir şifa cevheriydi.
Ve işte bu yüzden, doğanın içinden gelen bu cevher için bir isim gerekiyordu: ORE Lecciana.
İngilizce’de “cevher” anlamına gelen ore, sadece bir isim değil; bu yağın temsil ettiği değerin karşılığıdır. Her damlasında: – Erken hasat zeytinin tazeliği, – Soğuk sıkım tekniğinin saflığı, – Ve doğanın bedenimize sunduğu gerçek iyilik vardır.
Formun Anlamla Buluştuğu An
ORE Lecciana’nın amblemi, yalnızca bir görsel değil; bir düşüncenin sembolüdür. O ve L harflerinin iç içe geçerek oluşturduğu bu zarif form, aynı zamanda zeytinin ‘OL’ma halini anlatır bize.
Bu simge;
Yaratımın bilgeliğini, toprağın bereketiyle buluşturup doğallığı, modernliği ve köklülüğü bir araya getirir.
Tıpkı ORE gibi.